Daha önceki tuvalet eğitim yazılarımı buradan okuyabilirsiniz.
13 Ağustos 2012 Pazartesi
Koyu sohbetler - 1
Doruk konuşmaya başladığından beri hergün bizi şaşırtıyor. 29 aylıkken de her sabah kalktığında daha fazla düşünebilen ve konuşabilen bir çocuk oldu. Bunda kreşin çok etkisi olduğunu düşünüyorum bu arada. Mesela artık okuldan geldiğinde "ne yaptın bugün okulda?" diye sorduğumuzda bize neler yediğini, neyle oynadığını anlatıyor.
Söyleyebildiği, düşünebildiği şeylere hayretler içinde kalıyoruz. Tabiki tüm anne-babalar aynıdır. Yazmadığımız zaman o kadar çabuk unutuyoruz ki, artık not almanın zamanı geldi.
14 Mayıs 2012 Pazartesi
Kreş'e başlarken...
Datça'ya geldik. İşlere hızlı bir şekilde başladık. Doruk için herşey değişik ve dikkat çekici olsada çoğu zaman bahçe içinde kocaman bir binada olmaktan huzursuzluk duydu başlarda. Yanında bizden biri olmadan bir yerden bir yere gitmiyordu.
Neyse, zamanla alıştı ve şu anda nerden girip, nerden çıkacağını öğrendi ve tedirginlikleri bitti. Bu arada Datça'da çok önemli bir gelişme yaşadık ve Doruk'u kreşe verdik. İlk gün yanında kaldım neler yaptığını görmek için. İlk gün çocuklar birbirini tanımadığı için birbirlerine karşı mesafeli dursalarda 2. gün tüm mesafeleri aştılar. Okula girer girmez herkes "Doruuuuk" "Doruuuuk" diye bir kolundan çekiştirip duruyor. Oda bir havalarda şimdilik yarım gün okuluna zevkle gidiyor. Daha bir dakika bile ağlamışlığı yada anne baba diye tutturmuşluğu yok. Ben tabiki grur duydum oğlumun kendine ve bize olan güveninden dolayı. Öğretmenleri ise çok şaşırdılar. Şimdiye kadar arıza çıkarmamış 2-3 çocuktan biriymiş Doruk.
Bu arada, okula hergün motorsikletle gidiyor. Buda onun için ayrı bir eğlence... Motora binişi ve inişi görülmeye değer. Her sabah onu yol ederken kısacıkta olsa aklımdan "oğlum nasılda çabuk büyüyor" diye geçiyor. Gülümsüyorum.
Neyse, zamanla alıştı ve şu anda nerden girip, nerden çıkacağını öğrendi ve tedirginlikleri bitti. Bu arada Datça'da çok önemli bir gelişme yaşadık ve Doruk'u kreşe verdik. İlk gün yanında kaldım neler yaptığını görmek için. İlk gün çocuklar birbirini tanımadığı için birbirlerine karşı mesafeli dursalarda 2. gün tüm mesafeleri aştılar. Okula girer girmez herkes "Doruuuuk" "Doruuuuk" diye bir kolundan çekiştirip duruyor. Oda bir havalarda şimdilik yarım gün okuluna zevkle gidiyor. Daha bir dakika bile ağlamışlığı yada anne baba diye tutturmuşluğu yok. Ben tabiki grur duydum oğlumun kendine ve bize olan güveninden dolayı. Öğretmenleri ise çok şaşırdılar. Şimdiye kadar arıza çıkarmamış 2-3 çocuktan biriymiş Doruk.
Bu arada, okula hergün motorsikletle gidiyor. Buda onun için ayrı bir eğlence... Motora binişi ve inişi görülmeye değer. Her sabah onu yol ederken kısacıkta olsa aklımdan "oğlum nasılda çabuk büyüyor" diye geçiyor. Gülümsüyorum.
10 Mayıs 2012 Perşembe
Gölgelerin Efendisi
Datça’ya geleceğimiz son
gün Doruk ve Nevzat Mıstık parkı seferine çıktılar. Nevzat bunu bana gelince
anlattı. Birlikte çok güldük. Oda parkta çok gülmüş.
Parkta 4 yaşlarında 3
çocuk daha varmış ve tabiî ki Doruk direk aralarına dalarak oyunlarına
katılmış.
Aralarında tek kız olan
bir oyun kuruyormuş. Herkese oyundaki rollerini verirken Doruk’a dönüp “Sen
kirpi ol” demiş. Doruk’ta gayet kendinden emin “ı-ıhh” diye cevap vermiş. E
oğlum biliyor tabi kirpinin ne olduğunu. Küçük kız bu sefer
daha büyük olan diğer çocuğa dönüp. “o zaman sen kirpi ol” demiş. Doruk’a da
dönüp “sende o zaman gölgelerin efendisi olmak zorundasın” demiş. Anladığım
kadarıyla gölgelerin efendisi olmak, kirpi olmaktan daha kötü bir rol :)
Ve parkta geçen tüm gün
boyunca bu grup Doruk’a “gölgelerin efendisi aşağı, gölgelerin efendisi yukarı”
şeklinde çağırmışlar.
Doruk’ta Nevzat’ın
anlattığına göre oyundaki rolünü gayet grurla ve başarıyla tamamlamış. :)
25 Nisan 2012 Çarşamba
Bak kim konuşuyor?
Etiketler:
Aylık Gelişim Yazıları,
Küçük Anılar,
Replikler
23 Nisan 2012 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)