Gitmeden önce son 1 haftalık mutluluklarımı paylaşmak istedim....
Mutluluk yazıları devam ediyooooor...............
Pazar günlerini çok seviyorum. Hele evimiz ve soframız kalabalıksa pazar günleri tadından yenmiyor. Geçen pazar günü emziren anneler grubumuzdan Derya ve Funda aileleri geldiler çaya. Kuzular kaynaştı. Doruk Aze'nin elini tuttu. Çooook şekerdiler. Bende yukarıdaki keki yaptım. Elmalı, üzümlü kek.... ve çok uzun zaman sonra kalıbından sağlam bir şekilde çıkarmayı başardım. Bu zaten o gün için benim mutluluğumdu ama üstüne üstlük birde 7 kişi keke yumulup bitirince ve çok beğenince al sana mutluluk :)
Sonra yine geçen haftalarda en yakın arkadaşım Pelin'in evine gittik. Annesi Berna teyze bize harika bir tavuklu salata yaptı. Özenildiği ve içine sevgi katıldığı nasılda belli di mi? Ellerine sağlık....
Ben bu arabayı 4 gün önce aldım oğluma. Ne kadar güzel dimi? Pembe bir vosvos... oda bayıldı elinden düşürmüyor. Pazar günümüz bu arabayla ailecek yarım saat oynayarak başladı hatta. Bugün bir ara cafede oturken Doruk masada unutup oynamaya gitti babasıyla... Bende bu vosvosa bakıp hayallere dalmışım. Gezmişiz, tozmuşuz, içinde bağıra bağıra şarkılar söylemişiz.
Sonra bu küçük kapı açılıp "hadi atlasana bebek" demez mi? Yüzümde mutlu bir gülümsemeyle oğlumun koşa koşa gelip arabasını alıp gitmesi bir oldu....
Bu Kurtuluş semtinin en sevdiğim yönlerinden biridir bu çalgıcılar. Çingeneler, göçmen aileler özellikle haftasonları sokak sokak dolaşıp akerdeon çalıyorlar. Evlerin içlerine öyle güzel akıyorki müzik. İnsan o an en büyük dertle bile uğraşıyor olsa kalbi yumuşuyor. Keşke hergün gelseler...... Onları dinlemek mutluluk... Doruk'un onları duyunca kulak kesilmesi ve gözlerini kocaman açması acayip bir mutluluk.
Bugün çaldıkları parçada buydu
Ve bugünün sonunda yakalıdığım bir mutluluk. Fazla söze gerek var mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder