Doruk'un tatanoz macerası

Geçen haftasonu Doruk bana yine kötü bir telaş yaşattı. Nevzat evde yoktu ve biz evde başbaşaydık.


Bizim balkon kapalı üzerinde demir çerçeveli bir cam var. Ama eski ve paslanmış olduğu için o paslar çoğu zaman balkona dökülür. Şimdiye kadar Doruk'un dikkatini hiç çekmemişti.

Pazar günü çamaşır asarken yanımda ağzından katır kutur sesler geliyordu. Bu aralar diş çıkarma sorunu olduğu için geceleri dişlerini sürtüyor birbirine. Yine aynı şeyi yaptığını düşündüm. 1 dk. sonra arkamı döndüğümde ise yerdeki pasları alıp ağzına attığını ve onları yemeye çalıştığını farkettim. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Onun bağrışları içinde ağzını zorla açtım ve çıkarta bildiğimi kadarını çıkarttım. Ama ağzını öyle bir kenetliyorki o arada mutlaka yuttuğuda oldu.

Canım çok sıkıldı hemen Nurturia'daki arkadaşlara anlattım. Sevgili Gülcan hemen hastaneye gitmemiz gerektiğini çünkü tatanoz aşısı olması gerektiğini söyledi. Tabi ben daha çok telaşlandım. Hemen Doktorumuz Aylin'i aradım. Durumu anlattım. Ağzında kan yoksa önemli değil dedi ki kan yoktu allahtan. Sadece evde varsa bir antiseptiği ağzına 5-6 kez sıkmamızı istedi. Evet allahtan vardı. Onu sıktık. Tadını çok beğendi bu seferde onu sıkmam için bir posta ağladı. Tatanoz konusunda da, Doruk'un şimdiye kadar olmuş olduğu karma aşıların içinde bu aşıda varmış ve bu onu tatanozdan 5 yaşına kadar koruyacakmış. Panik yapmamamızı söyledi.

Evet daha sakinleştim ama sonuçta yediği şey pastı ve tatanozdan başka hastalıklarda olabileceğini düşündükçe hala kafayı yiyecek gibi oluyorum. Allah tüm çocukları korusun.

Bu aralar Doruk herşeyi ağzına atıyor. Parkta kumları mesela yemiş geçenlerde de. Evde de yerde bulduğu ufacık şeyleri ağzına atıyor sonra yanımıza gelip gözümüzün içine bakıyor "ben bişey yaptım" der gibi... Gıcık işte nolcak...