24 Şubat 2010 Çarşamba

Küçük Prens 1 aylık

Bugün oğlumun 2. doğum günü. Erken doğan bebeklerin 2 tane doğum günü olurmuş. Kayıtlara göre 1 aylık ama bu bir ayı karnımda geçirmesi gerekiyordu paşanın acele etti.
İlk ay en büyük problemimiz emmek oldu. Anne için emmeye alıştırmak ve gögüslerden süt gelmesini sağlamak biraz meşagetli bir iş oluyor. Özellikle sezeryande, hele birde benim gibi 4 hafta erken gelen bir bebiş varsa baya bir hırpalanıyorsun bebeğine sütünü vermek için. Çok şükür ben bu konuda nasıl oldu bilmem pek bi azimli çıktım. Etrafımda büyüklerin “senin sütün az” “senin sütün olmayacak” gibi sözlerine hiç kulak asmadım. Zorla mama vermek istemelerine karşı çıktım. Oğlum beni emsin, sütüm artsın diye çok çalıştım. Ama şunu söyleyebilirim ki, bu konuda moral sütü en çok arttıran şey. Etrafında seni destekleyen ve sütünün olacağını sana söyleyen insanlar olması sütünü çogaltıyor. Diğer çoğaltan şey klasik bol bol su. Benim gibi su içmeyen biri bile şimdi deli gibi susuyor. Bebeği bol bol emzirmek. Emdikçede çoğalıyor süt. Eczaneden süt olması için satılan çayları ve vitamaltları da çok içtim. Bilmiyorum faydası odlumu ama klasik cicibebe bisküvisinin çok faydası olduğuna inanıyorum. Hergün nerden baksanız yarım pakete yakın yiyorum bundan. Hem vitaminde almış oluyorum. Vitamin demişken tabiî ki hamileyken kullandığımız vitamin ve demirlerede kesinlikle devam… Bu arada, 1,5 aydan sonra artık her pozisyonda bebeğimi emzirmeye başladım. Zorlamıyorum bile. Gögsüme yaklaşır yaklaşmaz oğlum lop diye kapıveriyor memeyi. Yara olma derdide bebek emdikçe bitiyor. Yılmadan usanmadan emzirmek tek çözüm.

2. problemimiz sarılık oldu. Sarılıktan dolayı bebeğime bol bol kaka yaptırmam gerekiyordu. Sık besleyerek bunu yaptık. Sonra sarılığın anne sütü sarılığı olduğu çıktı. Hala biraz var sarılığımız ama zararsız. Bir ara bunu çok takmıştım kafama. Oğluma bakıp bakıp ağlıyordum bu sarılık yüzünden. Bide erken doğduğu için karnımda olması gereken o günlerde dışarıda hayata erken başladı zavallım diyerek çok üzülüp ağlıyordum. Ama bu duygumda evime gelince, 1,5 aydan sonra geçti.

Oğlum üstünün değişmesine, altının değişmesine sinir oluyor. Devamlı ağlıyor bunları yaparken. Bende kendisini ikna etmeye çalışıyorum annesine ve babasına güvenmesi için.