19 Temmuz 2011 Salı

1,5 yaşında Doruk nelerle oynuyor?

Doruk 1,5 yaşında artık. Ve onun için şu günlerde en önemli şey oyun oynamak. Herşey oyun oynamak için bir neden olabilir. Su içerken mesela birden gözleri parlayarak çaktırmadan sağa ve sola bakar. Sen içinden "ay canım sevindinmi sen su içiyorsun" diye safça geçirirken o su senin yemeğinin içine boca edilebilinir. Ve Doruk bundan çoooook eğlenir.

Yada yerde bulduğu görünmez bir şeyi sana verir ve sen "aaaa bana hediyemi verdin?" yada "aaa Doruk bana çiçek toplamış" diye saf saf düşünürken. Bu yerdeki görünmez şeyi sana verir, sen alırsın o eğilir o yerden görünmez şeyi yine alır yine verir sen yine alırsın. Bu böyle saatlerce süre bilir. Sana daral gelir. Konuşmak ve göz göze gelmek istemessin Doruk'la ama o çooooook eğlenir.

Bunun gibi bir sürü örnek verebiliriz. Ama esas aldığımız oyuncaklarla oyun kurması ve kendi başınada bunlarla zaman geçirmeye başlaması beni çok mutlu ediyor.


Oyun hamuru benimde en sevdiğim oyuncaklardan biridir. Turhan ve Tuğçenin hediyesi için erken olduğunu düşünmeme rağmen Doruk bayıldı. Önce idealist bir şekilde şekiller yapmak için kendimizi harap edip hayal kırıklığı yaşadık. Ama sonra kek kalıplarının harika birer oyun hamuru şekilliyicisi olduğunu keşfedince çok rahatladık. Tabi yanlız bırakmaya gelmez. Hala arada ağzına sokmaya çalışıyor bazı şeyleri nede olsa.

Ev işleri Doruk yürüdüğünden beri en çok eğlenerek yaptığımız şeyler. Çamaşır asmak, kaldırmak, toz almak... Şimdi bunlara maydanoz ayıklamakta katıldı. Doruk o kadar ciddi bir şekilde başlıyorki bu maydanoz olayına şaşırdık. Ama sona doğru maydanozlar evin içinde uçuşmaya başlıyor. O yüzden acele etmekte fayda var.


Veeee işte benim su kuşumun en hayır diyemediği oyuncağı su ve kum..... Bu havuzun içinde saatlerce zaman geçirebilir. Suyu görünce kendinden geçiyor. Buna çok seviniyorum aslında. Suyu sevsin hatta harika bir yüzücü olsun çok isteriz. Kumuda yeni yeni keşfediyor. Temizliği bana zor olsada Doruk memnun ben memnun. Bu arada, öğrendimki su ve kumla oynamak çocuklar için çok faydalı imiş. Kendilerine güvenlerini sağlamalarında, el ve vucut kontrolü sağlamalarında çok faydalı imiş. E suyun birde sakinleştirici etkiside var. Suyla oynayan çocukların uykularıda daha uzun ve derin oluyormuş.



Gelelim şu erkek çocuklarının tekerlek sevdası genine. Bu nasıl bir meraktır bilinmez. Gerçekten hiçbir şey yapmadık hatta böyle cinsiyet belirleyici oyuncaklar almayı hep geciktirmiş olmama rağmen Doruk tam bir araba delisi. Özellikle ittirmeli ve çektirmeli tekerlekli şeylere bayılıyor. Evin içinde de arabalarıyla dolaşıp duruyor. En soldaki market arabası son aldığımız oyuncaklardan biridir. Onu ittirmeye sabahtan başlıyor. Babasıda yanında olacak ama yanlız olmaz. Arabayada hicbirşey koymuyor. Boş olması lazım.  Alttaki tekerleği ise Altınoluk'ta pazardan aldığımızda Doruk henüz 6 aylıktı. Bunu acayip çok seviyor. Sonra bebekten biraz daha değişiğinide aldık. 2 tane oldu. Dışarı çıkarken çantaya attığımız oyuncakların başında geliyor ve gittiğimiz ortamlarda çocukların göz bebeği bir oyuncak oluyor. Hepsinin ilgisini çekiyor. Benim oğlumda herkese izin veriyor ama oynamaları için. Paylaşıyor herkesle.



Geldik diğer sevdiğim oyuncaklara. Legolar. Bunlar blog usulü basit olan legolar. Babalar gününde babasının Doruk'a hediyesi. Yine Doruk'un favorileri arasında. Sabahtan kalkıyor ve kutu odanın ortasına dökülüyor başlanıyor oynanmaya. Kuleler, uçaklar, arabalar yapılıyor çarpıştırılıyor. Havuzda yüzdürülüyor. Herşeye uyarlanabilir yani. :)


 Doruk'a uyku arkadaşı olarak bir sürü oyuncak almıştım. Ama hiçbirisini yatağına istemedi. Sonra 17 ay civarı bir akşam yatağına giderken yanına evdeki başka bir tavşanı almaya karar verdi. Ve o akşamdan beridir ya tavşan, ya ayı, ya köpek mutlaka pelüşlerden birini yanımıza alıyoruz geceleri uyurken. Bugünlerde gündüzleri babasıyla öğlen uykusuna geçerkende bunlardan birini alıyormuş yanına. Uyandığına tavşanının hala orda olduğunu görmek onu çok mutlu ediyor. Hemen alıyor öpüp kokluyor. Beni bile bu tavşan kadar öpmüyordur. Bu tavşanı tchibo'dan aldım. Aldığım günden beridirde nerdeyse diğer pelüşlerin papucu dama atıldı. Ama gerçekten çok yumuşak ve şeker yahu.....

Bu arada ben Doruk'un oyuncaklarına isim vermemeyi seçiyorum. Tavşana tavşan, file fil, kurbağaya kurbağa diyoruz. Öncelikle hayvanları isimleriyle öğrenmesini istediğim için. 3 yaşına geldiğinde oyuncaklarına istediği isimleri kendisi koysun bence....


Limangodan tesadüf eseri aldığım bir oyuncak. 3 aydır Doruk'un elinde. Doruk'un en çok oynadığı oyuncaklardan. Zaman zaman denge oyunu olarak babasıyla oynuyorlar. Kimi zaman ordaki balıkları tencereye atıp pişiriyor ve tavşanına yediriyor. Kimi zaman küvetine atıp onlarla birlikte yüzmek istiyor. Ben bile arada alıp denge oyunu olarak oynuyorum. Güzel bir oyuncak... 2+ ama biz yine erkenciyiz.



İşte toplar. Kız erkek farketmez tüm çocukların sevgilisi toplar. Yine Doruk'un sabah kalkınca evin içinde koşturmaya başlamasıyla evin içinde toplar uçuşuyorlar resmen. Kaç topumuz var bilemiyorum ama oldukça fazla. Her parka gittiğimizde de top nerde Doruk orada. Başkalarının topları  peşinden koşuyor ve ilk fırsatta o topu kucaklayıp kaçmaya çalışıyor.  Şu anda baya iyi top sürüyor diyebiliriz. Şöyle 2 yaşını geçsin aklımdaki bir basket potası almak. Şu an erken malesef. İnşallah babası gibi basketten nefret etmez ve çok sever benim Doritosum.


 

Bay ve Bayan Patates kafa.... Bu oyuncak 2+ ve çocuklara organlarımızı öğretmek için tasarlanmış. Ben geçen 23 Nisanda Doruk için Migrosun %50 indiriminden 7 TL. civarı almıştım. 1 aydır eline verdim oynaması için. Şimdiki aklım olsa bir tanede Bayan Patates Kafa alırdım. Doruk çok seviyor bay patates kafayı. 1 saat rahat oynuyor. Ama mutlaka ya ben ya babası yanında olmalı. Ona anlatmalıyız öyle zevk alıyor. Gün içinde o kadar daraltmışki Nevzat'ı artık Nevzat eğer Patates Kafayı görürse Doruk'un elinde kaçacak delik arıyor. Ama Doruk seviyor napalım dimi? :) Birde bıyığını ve gözlüğünü kendide kullanıyor çocuk.

Uzun lafın kısası, diyeceğim odur ki, 1,5 yaşına kadar çocuklardan oyuncaklarıyla bir fiil oynamasını beklemek saçmaymış. Zaten tencere, tava, kepçe, cezve 1 yaşından sonraki esas oyuncakları.
Esas oyuncak macerası 1,5 yaşla başlıyor. Ve çok çok eğlenceli. Evin heryerinden oyuncak fışkırıyor. Evimiz tam bir "yuva" görünümünde.
Boşu boşuna kendimizi yemeyelim çocuklarımızla ne oynamalıyız, nasıl oynatmalıyız diye. Bir kitapta okumuştum "çocuklar oturdukları yerde bile bir sürü şey öğrenirler kendinizi boşuna yıpratmayın" diyordu.

İkinci olarakta; yeni jenerasyon annelerin sıkıntılarından birisi "aman çocuk sıkılmasın" "cocuğun canı sıkıldı yazık" vs. gibi bir düşünce tarzı var. Bırakalım biraz sıkılsınlar yahu.... her zaman aktivite yaratmak zorunda hissetmeyelim kendimizi. Ancak o zaman çocuklar bir şeyler bulacaklar kendilerinin canının sıkılmaması için. İşte buna da yaratıcılık diyeceğiz bizde....


















4 yorum:

özgekuzey dedi ki...

özlemcim,çok guzel cok bilgilendiri bir post olmuş,emeğine sağlık

Crocus dedi ki...

su da oynama konusunda sonuna kadar destekçinim,havalar da ısınınca yatmadan 1-2 saat önce, küveti(öyle büyük bir şey değil)dolduruyoruz,içine giriyor Eylül,dakikalarca hatta "anne cı cıp bittiii"diyene kadar orada oynuyoyor.Sonrası miis gibi bir uyku :)

Betül Yıldıztekin dedi ki...

Su ve kum sevmeyen bebiş çocuk görmedim ben de. hamurla erken tanışmış iyi de olmuş. Kalemleri merak etti mi hiç?

Özlem dedi ki...

kalemleri merak ediyor ama ona aldıklarımı değilde bizim elimizdeki tehlikeli olanları :))
bu yazıyı yazdıktan sonra ilkkez defterine birşeyler karalamaya başladı. Onu atlamış olduk :)