27 Ekim 2010 Çarşamba

Küçük Prens 9 aylık

Ailemizin küçük prensi Doruk'umuz artık 9 aylık. Babası ve benim için sanki bebeklikten çıktı ve çocuk oldu. Ama tabi hala onu "bebeğim" diye seviyoruz o ayrı. Sanırım koca adam da olsa o bizim için bebek olarak kalacak.

Artık evde varlığı tamamen hissediliyor. Çünkü artık etrafta onunda çok önemli eşyaları (oyuncakları hep yerlerde), köşeleri, tv seyretmek için saati, bizim bornozlarımızın yanında asılı kısa boylu mavi bir bornozu, buzdolabında yemekleri, alışverişlerde özel listesi var..... artık bir birey benim küçük prensim.

Artık arkadaşları olmasını istiyor ve o arkadaşlarıyla zaman geçirmek istiyor. Evde fazla kaldığında sıkılıyor, dışarıda insanlarla sosyalleşmek istiyor. Bir cafeye gidip oturmak ve etraftaki insanları, garsonları tavandaki lambaları seyretmek en büyük zevki.

Doruk'la ilk kez bu ay içinde uykusuz uzun bir gece geçirdik. Şimdiye kadar rutin emme seansları dışında kalkmayan oğlum bir gecemizi ağlama krizi ve uyumayarak ateşler içinde geçirdi. Babasıda bende daha önce böyle birşeyle karşılaşmadığımız için panik olduk. (bebekleri her gece böyle olan anne babalara sabır ve güç diliyorum cidden çok zormuş.)

Neyse 9. ay kontrolümüzü bu gecenin ertesi hemen gerçekleştirdik. Doktorumuz 3 olasılık üzerinde durdu. 1. arka dişler geliyor. 2. idrar yollarında olası bir iltihap, 3 yediğim birşeyin ona dokunmuş olacağı ki, değişik olarak yediğim şey turptur. Doktora gittigimiz günün akşamı hiçbir ilaç kullanmadan oğlum eski haline döndü. İdrar kültürümüz temiz çıktı. O geceyide böyle atlatmış olduk.

Bu arada;
Boy; 74
Kilo: 9,250 gr. ve herşeyiyle normal biraz uzun, çok uslu bir bebek oğlum.

Bu ay artık istediği heryere yuvarlanarak gidiyor. Daha geçen ay koyduğumuz yerde oyuncaklarıyla oynayan Doruk'tan eser yok. Tutabilene aşk olsun. Yerde yuvarlanan bir top sanki istediği her yere ulaşıyor durumundayız. İlkkez bu ay "baybay" yaptı babasına. Peluş oyuncakları seviyor ve onlarla sohbet ediyor, birşeyler anlatıyor, sarılıyor öpüyor onları. Akşamları Yumurcak TV deki balonlu programı seviyor. Müziğine bayılıyor. "Tutup balonumun ipindeeeen onunla gezerim ben" :)

İlk hastalığımızı geçirdik.Nezle olduk. Oğluma gereksiz bulup almamak için direndiğim buhar makinasını aldık. Faydasınıda gördük. Mutlaka tavsiye ediyorum artık çocuklu ailelere. Kışın odasında bunu kullanmak rahatlatıyor çocukları. Ayrıca Doruk artık müzik dinlemeyi çok seviyor. Sevdiği müzikleri nerde olursa olsun hemen algılıyor. Daha önceleri bizimle birlikte müzik dinliyorken artık odasında bir müzik sistemi var. Burçin Büke'nin klasik müzik cdleri bebekler için mükemmel. Tavsiye ediyorum. Doruk paşanın artık birde cd arşivi olacak......

Paşa oğlum benim. Evimizin neşesi, gülen yüzü. Canım oğlum.
















22 Ekim 2010 Cuma

Hoşgeldin Nezle!

Evet sonunda dolu dolu tam 9 aylıkken Doruk'ta ilk hastalığını yaşıyor..... Dünden beri salya sümük vaziyette evin içinde mızırdanıp duruyor. Allahtan ateşi yok. Doktorumuz ateşi olmadığı sürece ilaç kullanmayalım bol ıhlamur ve tavuksuyu çorba verelim dedi. Tabiki burnu açılsın diye buharlar, otribebeler ve okyanus suları zaten var....

Havayı güzel bulunca babasıyla parkta biraz fazla açılıp saçılmışlar, hatta daha ileri gidip çimenlere yayılmışlar.... E nezlede tabi geliyorum dememiş....

Nezle Doruk

Dün gecemiz uykusuz geçti. Ama bir taraftanda artık yavaş yavaş bu mikropları vucuduna alıp başetmesini ogrenmeside iyi birşey sanırım....

Hafta sonu programımız belli oldu bu durumda..... Doruk paşayı iyileştirme operasyonu ctesi ve pazarımızı kitlemiştir.... Pazartesi karşımızda bomba gibi bir Doruk görmek istiyoruz....

10 Ekim 2010 Pazar

Diş Buğdayımız

Doruk paşa 8 ay 2 haftalıkken ve 4 tane üst 2 tane alt olmak üzere dişleri bize o küçük ağızdan bakarken artık diş buğdayı partimizi yapmaya karar verdik. İlk olarak 10.10,10 tarihine denk geliyor gibi oldu. Ama pazar günü bize uymadığı için bu günü isteyenlere bırakıp biz 09.10.10 tarihine karar verdik.
Herşeyi yanlız başıma hazırlayacağım ve Doruk'un da yorucu bir dönemi olduğu için çok fazla kişi çağırmadık. Annem ve onun arkadaşları aile dostlarımız, benim en yakın arkadaşım ve işyerinden ve dışardan 2-3 arkadaşımızı çağırdık. Ben bugüne özel aşağıdaki davetiyeyi hazırlayıp bazı kişilere elden verdim. Bazı kişilerede facebookta bir event yaparak yakınlarımızı haberdar ettim.

Menümüzde olanlar:

Diş pastası – Kısır – Peynirli börek – Peynirli poğaca – Limonlu kek – Kaşarlı simit – çay – içecekler ve tabiî ki buğday



Pastamız korsan dişti çünkü Doruk paşa o gün Korsan kılığına soktuk. Kendisine elimden geldiği kadarıyla dikerek ve bulup buluşturarak bir kostüm diktim. Partimizin konseptinide bu şekilde yaptık.
 

Diş buğdayımızın tarifi:
Buğdayları ben baharatçıdan özel olarak diş buğdayı için olanlardan aldım. Ama marketlerde paketli olanlarında bir farkı olmuyormuş. Bu buğday açık olduğu için bayada temizlemekte zorlandı açıkçası. 1 gece önceden 1 kg. buğdayı nohut gibi ıslattım. Parti gününün sabahı düdüklüde haşladım. Soğuduktan sonra içine 4 adet narın tanelelerini kattım. Ayrıca 2 avuçta nohut haşladım üzerine garnitür olarak.  Daha sonra servis esnasında buğdayın üzerine ceviz, nohut, horibo şekerciden aldığım içi cukulatalı taş şekerler, korakanlı fil dişi şekerler ve diş şeklinde yumuşak şekerleri koyduk. Herkes beğenerek yedi. Hatta 2-3 tabak yiyenler bile oldu.
Bu arada, kaselerden birinin içine kuçuk farklı bir şeker attım. Onu bulan misafirimize Doruk adına hatıra olacak küçük sevimli bir resim çerçevesi hediye ettik. Buda oğlumun Pelin teyzesine çıktı.

  
Ayrıca hatıra olarak gelen misafirlere diş şeklinde buzdolabı magneti hazırladım. Magnetin altına Doruk’un dişlerinin çıkış tarihleri yazılı ufak kağıtlar yapıştırdım. Bunuda internetten sipariş verdim. Arkalarına mıknatıs yapıştırarak buzdolabı magneti haline getirdim.



Misafirlerimiz geldi yedik içtik konuştuk. Genelde sohbetler hep Doruk ve bebekler hakkında oldu. Doruk bir sürü hediyeler kaptı. Paketleri bile onu neşelendirmeye yetti.
İşte birkaç hediyemiz;

 

 



Daha sonra misafirler varken yapmamız gereken meslek seçimi oyununu maalesef benim yorgunluğum ve unutkanlığım yüzünden ancak bu sabah kalkınca yapabildik.

 
Kitap, makas, kalem, mause ve fotograf makinası koyduk. Oğlum aynı anda hem kalemi hem mause u aldı. Benim yorumum bilişim sektörü hakkında bir kitap yazacağı oldu. Bakalım yaşayıp göreceğiz. Okumayı yazmayı çok sevsinde canı hangi mesleği isterse onu seçsin canım benim

Daha sonra kalan buğdaydan 1-2 avuçta kuşlara attık. Bereketli olsun diye.

Ve işte böyle hayatımda ilk defa bir diş buğdayı partisinde bulundum. Oda kendi oğlumunki oldu. Umarım Doruk ta büyüdüğünde bu resimlere baktığında annem ne güzel şeyler yapmış benim için der.... Onu çok seviyoruz. Sapasağlam, çok güzel dişleri olsun. Ömrüyle bir yaşasın dişleri. Herşeyiyle bereketli bir hayatı olsun.