25 Ocak 2011 Salı

12. ay doktor kontrolümüz

Kızarmış ekmek ve labne peynir
Bu ay doktor kontrolümüzü doğum gününden sonraki ilk gün yaptık. 1 yaş aşımız doğumgünümüzü sabote etmesin diye doktorumuz böyle olsun istedi bizde tamam dedik.

Aşımızı olduk ve beklenen yine olmadı. Ateş ve huzursuzluk olmadı. Bu aşının döküntü yapma olasılığıda varmış oda olmadı. kocaman aferin benim oğluma. Kızamık kızamıkçık aşısı oldu. Bir sonraki aşımız 15. ayda.

Kontrolümüzde herşey mükemmel denecek kadar iyi.

Gelişimimiz çok güzel. Boyumuz kilomuz çok iyi. Hatta boyumuz normalin biraz üstünde. 1 yaşına kadar hiç antibiyotiksiz bugünlere geldik çok şükür.

Henüz yürüme belirtisi yok. Ayakta duruyor Doruk oğlan ama adım atmıyor. Hemen oturup emeklemek kolayına geliyor. Pire gibi emekliyor. Tutunarak evin içinde dolaşıyor. Ellerinden tutup yürütüyoruz arada sırada adım atıyor ama çokta zorlamıyorum açıkcası. Nasıl olsa zamanı geldiğinde kalkıp yürüyecek ve ben o zaman biraz otur oğlum diye yalvaracağım.

Yemek düzenimiz çok şükür iyi. Bazen öyle güzel ve çok yiyiyorki korkuyorum, durdurmaya çalışıyorum. Biz ne yersek yemek istiyor. Elimizde birşey görmeye görsün, koşa koşa (4 ayak üzerinde tabiki) nasıl bitiyor dibimizde görmek gerek. Geçenlerde eline yarım soğan verdik. Ama seveceğini hiç düşünmemiştik. Fırlatıp atar demiştik Nevzat'la birbirimize. Ama bizim oğlan soğana aşık oldu. 1 dilim rahat yedi. Elinden zar zor aldık. Ağzının kokusuda çabası :) Ama meyvayı hiç sevmiyor. Eline ne versek iğrenç birşey vermişiz gibi bakıp fırlatıp atıyor.

Süt alerjimiz biraz azaldı sanki. Labne peyniri, peynirli böreği, yoğurtlu çorbayı yediriyorum ve hiçbirşey olmuyor.

En sevdiği yemekler: Kereviz çorbası, tarhana çorbası, yoğurtlu çorba, makarna, erişte, kabak dolması, hertürlü börek, portakallı kek, ıhlamur, yumurtanın beyazı (buna yeni yeni başladık ve çok sevdi.) Herşeyi elleriyle yemeyi çok seviyor bizde sonsuz izin veriyoruz bu şekilde yemek yemesine. Bence yemek yemeyi sevmesinin başlıca nedeni kendisinin birşeyleri başarıyor olması.

Uyku düzenimiz idare eder. Hala öyle geceleri deliksiz uyumuyoruz. Ama bunada çok şükür. En azından gece gündüz uykusunu biliyor oğlum.

Bu aralar biraz sinirli bizim paşa. İstediği şeyler olmadığında numaradan ağlama olayına giriyor ama biz anne ve baba olarak bunu yememeye çalışıyoruz. Bu dönem için sinirlilik gayet normalmiş. Tek yapmamız gereken onu anladığımızı ona hissettirmek ama sınırlarını koymaktanda vazgeçmemeliyiz.

2 aydır en sevdiği oyuncaklar mutfak eşyaları. Artık ellerini çok güzel kullanıyor. Kapakları kapatıp açıyor. Kutulara birşeyler koyup çıkarabiliyor. Neyi nereye koyduğunu çok güzel hatırlıyor. Bizi felaket taklit ediyor. Hiç aklımıza gelmeyecek şeyleri bizim gibi yapmaya çabalıyor. Mesela son numarası işaret parmağıyla birşeyleri göstermeye başladı babası gibi.

Bu arada kendi oyuncaklarında küpler halkalar artık onun için kolay oyuncaklar oldu. Hepsini çok güzel bozup yapabiliyor. Bizde hayran hayran seyrediyoruz Nevzat'la.

En sevdiği oyunlar beraber oynadıklarımız. Şarkılar söylemek, el çırpmak, kovalamaca, saklanma, gıdıklama ve annesiyle babasının şaklabanlıklarını seyretmek.

Giyinmeyi hiç sevmiyor Doruk. Elimde bir kıyafetini gördüğünde nereye kaçacağını şaşırıyor. Bıraksak çıplak oturacak bücür.

Daha çok konuşuyor. Nerdeyse hiç susmuyor. Hep birşeyler anlatıyor. Herşeye sesli tepki veriyor. Her istediğini de anlatıyor hiç zorlanmadan.

Boy: 78
kilo: 10
baş: 45
9 adet diş

24 Ocak 2011 Pazartesi

Doruk 1 Yaşında

Parti Davetiyemiz
1 aydır oğlumun doğum gününe hazırlık yapıyorum ve sonunda 23 Ocak Pazar günü Doruk oğlanın 1. yaş partisini yaptık.


Doğumgünü çocuğunun sabah sabah şaşkınlık hali

Cumartesi akşamı çekirdek aile olarak evimizi bir güzel süsledik. Bu arada, Doruk merakla neden eve saçma sapan şeyler astığımızı merak edercesine bizi seyrediyordu. Pazar sabahı Doruk'un tam uyanma saatinde yani saat 7.30 gibi bir ekmeğin üzerine bir mum yaktım ve o yatakta mızırdanırken içeri girdim. O kadar çok şaşırdıki o gözlerindeki şaşkınlık görülmeye değerdi.  

Sonra kalktık kahvaltımızı yaptık. Doruk'u öğlen uykusuna yatırdık ve son hazırlıklarımızı da yapıp misafirlerimizi beklemeye başladık.

Gerçekten ilk doğum günleri anne baba için çok özel oluyor. Babası ve ben gerçekten heyecanlandık. Şaka gibi küçük oğlumuz 1 yaşına bastı. Artık seneler 1, 2 diyerek su gibi geçecek.

Misafirlerimiz geldi, pastamızı kestik, bol bol yedik, fotograflar çektik. Hediyeleri kaptık yine. Sonra akşam 2. parti misafirlerimiz geldi. Onlarla birkez daha mum üfledik ve gün bitti.


İşte Doğumgünü çocuğu...

Bir arkadaşım, 1 yaşına bastığı günün ertesi sabah uyandığında gerçekten bir gecede büyümüş bir çocukla karşılaşacaksın. demişti. Gerçektende o hafta Doruk büyüdü. Kocaman bir çocuk oldu.  

Camımıza balonlar astık. Herkes bilsin evimizde parti vaaaar....

Misafirlerimiz bu kartona iyi dileklerini yazdılar.



Gelen misafirlerimize birer hatıra verdik.






Birlikte






Hediyeleri kaptık gene :)

Mutlu yıllar canım oğlum... Nice güzel sağlıklı yaşların olsun. Hep güzel insanlarla karşılaş. Mutlu ol. Seni çok seviyoruz.

Pastamız


TV de Doruk'un resimleri geçiyor....




Çekirdek aile

Buda babasıyla benim oğlumuza 1.yaş hediyesi. Ömrü boyunca saklasın diye....


4 Ocak 2011 Salı

Doruk'a ilk yeni yıl mesajım.....

Evet Doruk'cuğum artık 12. ayındasın, yeni bir yıla başladık ve ben bu blogda senin için, tüm ilklerinle ve senin hatıralarınla doldurmak için bir senedir tüm güzelliklerini biriktirmeye çalıştım elimden geldiği kadar.

20 gün sonra koskocaman 1 yaşında olacaksın. Yılbaşları artık senin doğumunla başka bir anlam kazandı benim için. Nasıl heyecanlıyım, nasıl endişeliyim, nasıl karışığım anlatamam. Bu duyguları belkide bir ay sonra unutup gideceğim.

Heyecanlıyım;
çünkü senin ilk doğum günü partini organize edeceğim. kusursuz bir parti ve sana anlatacağım bir sürü anısı olsun istiyorum.
çünkü senin ilk yılını dolduruşuna tanık oldum.
çünkü bir senedir senin annen olmayı öğrenmeye çalıştım. Benimle gurur duyman, mutlu olman için çabaladım. Sen bunları okurken, bunları hatırlamayacaksın bile.

Endişeliyim;
çünkü gelecekte seni neler bekliyor, nasıl insanlarla karşılaşacaksın, hangi hastalıkları geçireceksin, düşeceksin, üzüleceksin, kırılacaksın. Bunları yaşarken hep yanında olmak istediğim için endişeliyim.

Karışığım;
çünkü hem büyümeni çok istiyorum. seninle dans etmeyi, seninle tatillere gitmeyi, sevgililerinle tanışmayı, başarılarını alkışlamayı, üzüntülerinde hep sana destek olmayı istiyorum. ama bir taraftanda hiç büyüme hep benim küçük bebeğim olarak kal istiyorum.

Doğum günü yazın sırada. Zamanı geldiğinde yazacağım. Bu yeni yılın ilk yazısı. Senin yeni yıl mesajın. Geçen sene bu vakitlerde daha doğumuna 2 ay vardı. Yani hesaplamalara göre ama meğerse 20 gün varmış. :))

Neyse ilk yeni yıl tebriğimiz olarak, anne, baba ve sen olarak bir kart düzenledim. Sevdiklerimize ve dostlarımıza yeni yıl mesajları yazarak bu kartı gönderdik.
İlk yılbaşı gecemizi çekirdek ailemiz  artı annane, dede ve dayınla birlikte geçirdik. Güzel bir yemek yedik. Yemekleri annanen hazırladı. Sen biraz uykusuz kaldın tabi, evdeki kalabalık ve sesten ötürü. Ama yinede her zamanki gibi insanlar evimizde olduğu için mutluydun.

Gece 12'de hep birlikte Nişantaşı'ndaydık. Havai fişekleri hayranlıkla izledin. Büyük ihtimalle "noluyor bu insanlara bu saatte' dedin. Yeni yıla nasıl girerseniz öyle geçer derler ya, bu mantıkla 2011'de hep birlikte gezip tozarak ve yüzümüz gülerek sağlıkla geçireceğiz diyorum ben.



Sana bu yılbaşı ağaç süslemedik. Çünkü sen herşeyi almak, dokunmak hatta ısırmak istiyorsun. E ağacı kursak süslesek başka hiçbir şeyle ilgilenmek istemeyecektin ve sana hem ilgini çekecek birşey koyup sonrada "hayır Doruk dokunamassın" demek istemediğim için bu sene aşağıdaki küçücük sade bir ağaçla idare ettik. Ama 2012'ye girerken çok güzel bir ağacı birlikte süsleyeceğiz emin olabilirsin. Ama sana bir sürü yeni yıl hediyeleri aldık.

Daha nice yılbaşı kutlamalarında sağlıkla hep birlikte olmak en büyük dileğim bu yıl. İyi seneler canım oğlum.