5 Şubat 2011 Cumartesi

Analiz: Anneliğimin ilk yılı


Güzellikleriyle, hüznüyle, şaşkınlıklarıyla anneliğimin 1. yılını bitirdim. Ve unutmadan bunun bir analizini yapmak istedim. İyi yada kötü anne karşılaştırması değil. Tamamen kendimdeki değişimleri görmek, bir gün Doruk'un da bunları gülerek okumasını sağlamak amacım.

Her zaman çocukları çok seven bir insan olmuşumdur. Ama hiç öyle sokakta gördüğün her çocuğa agu bugu yapan bir insan olmamışımdır.

Doruk'la birlikte artık yolda yürürken ilk gördüğüm şeyler artık çocuklar. (Hamileykende etrafta ne çok hamile var deyip dururdum :)) hepsine gülmek, sevmek istiyorum. yaşlarını tahmin etmek. Erkekse Doruk'u o yaşta tahmin etmek şu anda sokakta dolaşırken algımı en çok meşgul eden şeyler.

Annelikle birlikte artık gazete ve televizyonlarda kötü haberleri izleyemiyorum. Dizilere bile tahammülüm yok. Zaten TV izlemeye vaktim olmadığından eğer birşey izleyeceksem de hep beni neşelendirecek şeyler izlemek istiyorum. Bunlarda genelde benim seyretme saatlerimde bitmiş oluyor. Ama ne oluyor. Onun yerine daha çok dergi ve kitap okuyorum.Cok derken sızmadan önce 2-3 sayfa. Kitaplardan biride mutlaka çocuklarla ilgili oluyor. Artık dizi saatlerimde TV nin karşısında huşu birşekilde oturamıyorum. Mesela Doruk'la yerde uzanmış birbirimize top atarken saate bakıyorum ve içimden "şu anda "Closer" başladı diye içimden geçiriyorum ama sonra "neyse h.sonu tekrarını seyretmeye çalışırım." deyiyorum. Sonra oğluma sırıtarak "hadi at topu oğlum" diyorum. Hafta sonuda muhtemelen birlikte dışarılarda olduğumuz için çok sevdiğim polisiye dizilerimi bayağı bir kaşırmış durumdayım. Elbet yakalarım bir ara.

Evde yemek yapmayan hatta yemek yapmayı sevmeyen, mutfakta geçirilen vakitlerin boşa geçirilmiş olduğunu düşünen. Yemek yapacağıma 3-5 sayfa kitap okurum diyen ben tam bir mutfak kurdu oldum. Her türlü yemeği pişiriyorum, yeni yemekler deniyorum. Kek, kurabiye yapıyorum ve onları yapmak için kalıplarım bile var artık. İşten eve gidip hemen neler pişirebilirim, yarın Doruk neler yese, Nevzat neyi sever diye düşünüyorum. Gecenin bir saati kalkıp ertesi gün oğlum yesin diye portakallı kek yapıyorum mesela. Ve bunu büyük bir zevkle yapıyorum. Zamanı olan sebzeleri düşünüp hazırlayıp buzluğa atıyorum. Mesela balkabağı çorbası varmış. pekte lezzetli bir çorbaymış. Nevzat ve ben bayıldık. Evde balık pişirilmesinden pek haz etmeyen ben çatır çatır balık pişiriyorum afiyetle yiyoruz çekirdek aile olarak :)

İnsanları baymamak için devamlı oğlumdan bahsetmekten hoşlanmıyorum. Ama etrafımdaki çocukların gelişimlerini izlemek, onların komikliklerini dinlemek çok hoşuma gidiyor. Anne olunca zaten etrafımdaki anne sayısıda bir anda çoğaldı. Nerdeyse çocuklar dışında birşey konuşmuyoruz.

Alışveriş yapmayı çok sevmesemde, Doruk olduktan sonra tam bir alışveriş kurdu oldum. Yenilikleri ve indirimleri takip etmekte annelik görevlerinden birisi bence. Şu anda, en kaliteli tulum hangisidir, hangi oyuncakla oynamak hangi yaş için önemlidir. Doruk hangi tarz pantalonla rahat eder. Evde oyuncak olarak neler yapabiliriz. Montessori eğitimi nedir. Hangi oyuncağı hangi ayda alacağım, normal yatağa ne zaan geçeceğim. Yeni sezon çocuk modası nedir? Hepsi hakkında bilgim ve fikrim var çok şükür. Kendime ve Nevzat a ise daha yeni yeni alışveriş yapmaya başladık desem yeridir.

Hiçbir zaman çok düzenli, titiz bir insan olmadım ama annelikle birlikte evdeki bohem yaşam tavan yapmış durumda. Artık evde havlular temizse, etrafta yemek kırıntıları yoksa, bulaşıklar makinada, yemekler dolaptaysa evimiz gerçekten düzenli diye rahat olabilirim. Evimizin bebek dostu bir ev olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bebek dostu olmayan evlerede hem evsahibine rahatsızlık vermemek, hemde paşayı mutsuz etmemek için bu sıralar gitmemeyi tercih ediyoruz.

Doruk'un ilk 4 ayından sonra farklı deterjan ve evdeki tüm bebek ürünlerini ütüleme devrinide kapattım acilen. Zaten ütüyü sevmiyor bizim çekirdek aile. Çocuğumuzun da yaşamımıza bir an önce uyum sağlaması gerek nede olsa :).... Ne kadar çok kitap dergi okusamda çocuk yetiştirme konularında, en başta savunduğum felsefe "doğal annelik" felsefesi ve her durum karşısında 30 yıl önce anneler bu durumda ne yaparlardı diye düşünmek ilk tercihim. Ondan sonra annelik iç güdülerimle doğruyu bulmaya çalışıyorum.

Tiyatroya ve sinemaya çok şükür ara vermiş değilim. Babamızında desteği ve anlayışıyla hiçbir şeyi kaçırmadan seyretmeye çalışıyorum. Ama gelgör ki eski zevki alıyor muyum? sanıyorum a-la-mı-yo-rum.... evde beni bekleyen bu bücür devamlı aklımda ama zamanla buda geçecek o yüzden bu zevklerimi arka plana atmama konusunda kararlıyım.

İş hayatımda da birçok değişim var. Artık yetişmeyen işler, yanlış verilen kararlar beni eskisi kadar yıpratmıyor. Benim hayatımda artık bunlardan çok daha önemli birşey var. İş yerindeki tutumum artık şu cümlelerle kendini gösteriyor "hayırlısı olsun" "geçer bişey olmaz" "napalım böyle oldu yapacağım bisey var mı? yok mu! iyi günler o zaman" ohhh be dünya varmış :))) İş arkadaşlarım hamileliğimden beri çok değiştiğimi söylüyorlar ve bundan da çok memnunlar. Böylece farkettimki bu çok iyi birşey ve Türkiye'de ki birçok iş verenin aksine, ben işveren olsam kesinlikle işe alacağım elemanların anne olmak istemelerini veya anne olmuş olmalarını isterdim.

Evet işte bu şekilde anne olarak 1 senemi bitirdim. Artık hayatımın sonuna kadar bu ünvanı taşıyacağım. Hersenede bu analizlerime bir sürü şey eklenecek ve çıkacak. İsteyen bütün kadınların bu zevki tatmaları en büyük dileğim.

Canım oğlum, beni anne yaptığın için, sevdiğin için, sütümü doya doya içtiğin için, işten dönüşümde pırıl pırıl gözlerle beni karşıladığın için, geceleri kafanı boynuma sokarak huzur içinde uyuduğun için, bizi hep güldürdüğün için, erken geldiğin için, yemeklerini güzel güzel yediğin için, kocaman kocaman boynuma sarıldığın için, benim oğlum olduğun için sana binlerce kez teşekkürler.









5 yorum:

Adsız dedi ki...

burak ın annesi SİBEL...
özlemcim ne kadar da güzel anlatmışsın..emin olabilirsinki hepimiz aynı şeyleri yaşıyoruz birebir...kendimi okuyor gibi oldum sanki...
yakışıklı prensinle nice yıllar...

Crocus dedi ki...

yazını bir çırpıda okuyup bitirdim ve okurken çok zevk aldım.Kendimi okuyorum sandım bir anda :)

Adsız dedi ki...

canım süper bayıldım doruk çok şanslı harika bi annesi var...

arasın annesi

Adsız dedi ki...

valla ayna tutmuşsun bizlere özlemcim...çok güzel ve çok doğru harfi harfine aynı şeyleri yaşadık ve yaşıyoruz...ecenaz'ın annesi Gülşah..

Haydi mutfağa dedi ki...

ne kadar güzel anlatmışsınız, aynısını biz de yaşıyoruz.ben de sizin gibi 27 mayıs 2007 de evlendim 27 ocak 2010 da kızım dünyaya geldi.
oğlunuza hayırlı uzun ömürler dilerim