13 Eylül 2011 Salı

Emzirmeyi bitirmek yada bitirmemek işte bütün mesele bu.......

Herşey tatilimizin son günleri artık iflah olmaz bir şekilde Doruk'un meme düşkünlüğüne benim tahammül edememem artı gece uykularımızın artık saat başı uyanmalarla bölünmesiyle başladı.
Doruk uyku konusunda her zaman sorunsuz bir çocuk oldu. Gece uykularına malesef 1 yaşından beri memede geçmeye başlamıştı. Ben de bunu önemsemedim. Sonuçta gece uykusuna geçecekti. Bu da onun rutinlerinden biri olmuştu.

1 yaşından sonra iştahıda hem diş çıkarmaları, hem de artık ağız tadı olması nedeniyle değişkenlikler göstermeye, herşeyi yememeye, yemek seçmeye kadar gitti. Birgün severek yediğine ertesi gün tam anlamıyla tahammülü yoktu.

Tatil yazımı okuyanlar bilir. Güzel, uyumlu, bol yemeli, uyumalı bir tatil geçirdik. Ama tatilden yaklaşık 10 gün kadar erken döndük. Evde devamlı Doruk'un yanında olmamın ona etkisi şu şekilde oldu İstanbul'da; Bana baktığı her an tek söylediği "meme" demek oldu. Yemek yiyoruz. Koca bir tabak makarnayı bitiriyor. Kalkıyor kucağıma geliyor "meme" ve istediğini almassa da ortalığı birbirine katıyor. Bu zaten meme olayının beni yıpratmaya başlamasının ilk nedenlerinden biri oldu.

İşe başlamama 3-4 gün kala ise, artık geceleri saat başı kalkmaya ve sadece meme istemeye başladı. Uyku olayımız sıfırlandı yani. Sadece benim için değil onun büyümesi için de çok önemli olan gece derin uykuları yok oldu bir anda.

Ve ben kara kara meme kesme olayını nasıl yapacağımı planlamaya başladım. İlk planım azaltarak yapmayı deneyeyim oldu. Gündüzlerini tamamen kaldıralım, sadece gece uykuya geçerken emsin ve gece kalktığında da su içsin. Ama o iş öyle olmadı. Gündüz tam bir işkenceye dönüştü. Ben yoksam ortada iyi hoş ama varsam kaçış yok. Gece de zaten bir saat sonra nasıl olsa kalkıp meme emeceğim düşüncesiyle uykuya geçmeye başladı.

Ben de mecburen B planına geçtim. 2 Eylül Cuma günü ve gecesi Nevzat evde yoktu. Onun olmaması daha iyiydi çünkü etrafta insan olunca dayanmak ve onu ikna etmek daha zor oluyordu. Bir de üstüne etraftaki insanları ikna etmekle uğraşıyorsun çünkü. Neyse Nevzat'ın da yokluğunu fırsat bilerek gündüz emmelerini uçlarına acısos sürerek bertaraf ettim. 2 kere ağzını değdiren Doruk daha sonraları çok istemesine rağmen "oğlum acımış bunlar sen büyüdüğün icin bozulmuşlar" sözlerimle acıyı hatırlayıp geri çekildi. Gece uykusuna da TV karşısında geçmesine izin verdim o akşam. Gece 23.30 da uyandı ve işte maraton o zaman başladı.

Sadece meme isteyen, ne su ne oyun hiçbirşey yerine koymayan bir çocuk oldu Doruk. Üstüne çığlık atarak ağlamaları da çabası. Sabaha kadar çığlıklar, ağlamalar, yumurcak tvde çizgi film izlemelerle sabahı ettik. Ctesi günümüz de hem uykusuzluk, hem yorgunluk, onun açısından da hayatında büyük bir değişiklik nedeniyle zor geçti. Gece uykusuna 23.00 civarı tv seyrederek geçti.

Biliyorum geç uyuması sorun, tv seyretmesi daha büyük sorun ama o an için amacımız onu memeden ayırmak olduğu için bazı şeyleri yapmasına izin verdim. Ctesi gecesi 5 saat blog uyudu doğduğundan beri ilkkez. 2 kez uyandığında da su içip uykuya devam etti. Pazar günü 9 saat blog uyku uyuyarak meme emme sayfasını kapatmış olduk.

Sonraki 1 hafta da hergün yarım saat öne alarak uyku saatini eski saatine çektik ve uykuya geçerken yatağa gidip yatma şekline dönebildik.

Şu anda 7,30 gibi akşam yemeğimizi yiyoruz. Sonra banyomuzu yapıyoruz.  Dişlerimizi fırçalıyoruz. 8.30 da TRT çocukta mia mao izliyoruz. Bittiğinde "hadi Doruk yatalım mı?" dediğimde, hemen kalkıyor ve yatağa doğru yol alıyor kendisi. Gidiyoruz yatakta birlikte uzanıyoruz. O bana sarılarak uyumak istiyor. Şu an için bundan mahrum edemem hem kendimi hem onu. Sonrada gece uykusuna geçiyoruz ve sabah 7.30 en erken, 8.30 en geç şekliyle kalkıyoruz. Bu arada belki birkez su içmeye, yada hiç kalkmadan blog uyuyoruz. (Not: biz birlikte yatıyoruz hala bu arada)

Süt bittiğinden beri Doruk'taki değişikliklere gelince;

- Daha bir çocuk moduna geçti. Akıllandı, büyüdü.
- İştahı arttı. Öğünlerinin miktarı çoğaldı.
- Meyva yemeye, meyva suyu içmeye başladı.
- Alerjisi yok denecek kadar azaldı. Belki de bitti ama emin olamıyorum henüz.
- Gece çok iyi uyuduğu için, daha neşeli, daha oyunbaz oldu. Kelimeleri çoğaldı (bunun sütle alakalı olup olmadığına emin değilim)


20.ayda doktor kontrolümüzde Aylin aslında bu şekilde meme kesmeyi önermediğini söyledi. Çocuklarda hemen ortaya çıkmayan ciddi travmalara yol açabiliyormuş. Onun önerisi emzirme saatlerini yavaş yavaş azaltarak meme olayını bitirmek. Benim yavaş yavaşa tahammülüm yoktu. Doruk'ta o kadar düşkündüki memeye bence bu yöntemle ona işkence bile yapmış olacaktım. Tahminimce travma mıravma olmadı Dorukta. Neşesinden, şirinliğinden birşey kaybetmedi. Hem zaten tamamen kaybetmediki memeleri. Hala ara ara gelip dokunuyor, kafasını yaslıyor. Mam mam diyip pis pis sırıtıyor. Acı sos sürdüğüm için "memelerden nefret edebilir" travması yaşıyor olabilirmiş. Ama yok bence o büyüdükçe bu memelerin erkekler için başka anlamları olduğunu da farkedecek ve bugünleri hatırlamayacak bile. En kötü ihtimal acı sevmeye bilir. E o kadar da olsun napalım. Acı yemez o zaman.

Gelelim bana; ben zaten 25 aydır ilk kez 5 saat sonra 9 saat blog uykuyu tadınca (her ne kadar ilk günler ben otomatik uyanıp blog uykuyu bünyeye kabul ettiremesem de) ne kadar doğru birşey yaptığımı anladım. Sabahları mutlu kalkmak, geceleri huzurlu uyumak sağlığımız için ne kadar önemliymiş.... Oğlumu emzirmeyi çok özledim ilk 2 hafta. Duygusallığını anlatmaya kelimelerim yetmez. Ama bu kadar emebildiği için, emzirebildiğim için şükrettim ve her seferinde "20 ay çok bile emzirdim" dedim kendime.

Memelerin süt durumu ise 3 gün sonra baş gösterdi. Koca memeli kadınların sokakta yürürken nasıl bakışlardan rahatsız olduğunu tecrübeyle anladım ben. 4 gün o şekilde gezdim. Kolumu kaldıramadım. Ağrısı dayanılacak gibi değildi. Arkadaşlardan gece beyaz sabun koyup uyumamı ve bol taze nane koymamı önerenler oldu. Hiçbiri işe yaramadı. İlaç önerenler oldu ama inat ettim ilaç almamaya. Sonuçta hormon ilacıydı onlar. Ve sonunda bir mucizeye daha şahit oldum. Tam tamına 7 gün sonra o sütler yok oldu. Memeler eski formatlarına döndü. Söndü.

Ve işte bizde böylece gelişimimizn bir evrimini daha tamamladık oğlumla......



5 yorum:

Yiğitalpinannesi dedi ki...

vallahi istikrarına hayran kaldım özlemcim... bende bugüb itibariyle memeden kesme savaşına başladım inşallah senin gibi başarılı olabilirim..

Özlem dedi ki...

sen kararlı ol merak etme çocuklar sandığımızdan daha kolay uyum sağlıyorlar. 1-2 gece aglama krizlerini unutma ve dayan. ayrıca bol bol su ver. başka bisey verme onada alışmasın. diş çürümelerine neden oluyor çünkü.

Adsız dedi ki...

özlem yazdıklarının tamamen aynısını yaşadık biz de Aydın'la.ben yazmışım gibi sanki...
biz 11 eylül de bıraktık 3 gün cok agladı şimdi en fazla 1 kez uyanıyor,daha neşeli,iştahlı bir cocuk oldu. ben de DRumuz 'azaltarak bıraktırsaydınız keşke,travmalara,tırnak yemeye,sinir krizlerine neden olabilir' dediğinde cok üzülmüüştüm ama bunları şimdilik yaşamadık şükür.Doruk'un da yaşamamasına cok sevindim.Paylaştığın için Sağol içim rahatladı benim de...
Güneş

Özlem dedi ki...

Güneş sizede geçmiş olsun o zaman. Emzirmekte bir yere kadar faydalı kesinlikle. +lar -ler iyi düşünülmeli fazlada kasmamalı anne kendini bence... Sevindim sizinde kısa sürede normal hayata geçtiğinize.

cuckan dedi ki...

merhabalar,
ben de şimdiden yazın bıraktıracağım memelerin "nasıl bırakılacağı" konusunda bilgi ediniyorum. İyi ki önceden okudum yazıyı, bakalım benim Su kızım neler yapacak. İşten dönünce çekiştirip tshiti, gömleği yakama yapışıyor ıh ıh diyerek. gecede sizinle tıpatıp aynı durumdayız. Göreceğiz:)