1 Mayıs 2010 Cumartesi

Ah şu kitaplar

Artık başladık….. anne ve baba olarak paşa oğlumuza en sevdiğimiz hikayeleri okumaya başladık. Evet henüz anlamıyacak belki, henüz tam keyfini çıkaramayacak ama biz artık ona günde bir hikaye okuyarak kitaplarla bir an önce tanışmasını istedik. Çünkü çift olarak bizim evimizdeki en kıymetli şeylerdir kitaplarımız. Daha şimdiden artık kitapçılarda oğlumuz için almamız gereken kitapları incelemeye bunları listelemeye başladık. Hatta odasına bir kitaplık koymayı planlıyorum bu yaz sonu, şöyle renkli, 5-6 gözü olan. İlk kitaplığına sahip olmasını istiyorum bir an önce.

Örnek alacağı insanlar olarak evde bizi kitap okurken görmesi çok önemli olduğunu bildiğimiz için şu anda ona kitap okuyor olmamızın en önemli getirisi bu olacak, ikincisi uzmanların söylediğine göre, kitap okunan çocuklar daha çabuk konuşuyorlar ve kelime dağarcıkları daha fazla oluyormuş.

Biz zaten kitap okuyorduk, artık günde 2-3 sayfada küçük prens için okuyacağız. Belki biz okurken o oyuncaklarıyla ilgilenecek, bizi dinlemiyor gibi sesler çıkararak kale almayacak. Ama yılmadan okuyacağız. Yüksek sesle, mimikler yaparak….

İlk seçtiğimiz kitap “La fontein’den masallar” zaten uzun zamandır tekrar okumak istiyordum başlamış oldum. İçimizde ölen o çocuk bakışınıda bu sayede yeniden yakalayacağımızı düşünüyorum. Çocuklarımızla iletişim kurmanın, onlarla her şeyden zevk almanın yolu birazda onların gözünden dünyayı görmekten geçiyor bence…. Yetişkinler olarakta bunu zaman içinde hayat galesiyle unutuyoruz ne kadar uğraşsakta.

Sırada, Tolstoy var…. Zaten Tolstoy’u oğlumuzun manevi dedesi ilan ettik bile hamile kaldığımı öğrendiğimde. Eğer Tolstoy’un hikayelerini okuduysanız ne kadar özel, ne kadar hayattan olduğunu bilirsiniz. Hatta Doruk’un odası için Tolstoy’un bir resmini çerçevelettik bile….

Çocuklarımızın hayatına kitabı sokalım mutlaka. Hayattan zevk almaları için, hayatın anlamını anlamaları için, kötü alışkanlıklar edinmemeleri için bu gerekli. Klasikleri okumuş bir çocuğun kötü alışkanlık edinecek zamanı olamaz. Çocuk kalbi’ni okuyan ve anlayan bir çocuk büyüdüğünde kimseye kötülük yapmak aklına gelmez. Don Kişot’u tanıyan bir çocuk hayal kurmaktan kormayacaktır.

Evlerimizde kitaplarımızı bavullara koyup kaldırmayalım. Evimizin bir köşesi her zaman elimizin altında karıştırabileceğimiz bir kitaplığımız mutlaka olsun. Çocuklara bundan daha önemli bir miras bırakmamız mümkün değil. Kitapların öğretebileceği birçok şeyi bizim öğretmemiz mümkün değil.

Bundan sonra Doruk’un hayatında olması gereken diğer önemli şey müzik… bu konuda da yazacağım…. Bekleyin…..

Hiç yorum yok: